2024 yazı gümbür gümbür geliyor... Çok yakında gazeteler, dergiler, Instagram influencer’ları bu yılın yaz rotalarını çarşaf çarşaf yayınlayacak. Magazin programlarında sayfiye yerlerindeki beach club fiyatları, züğürdün çenesini yoracak. Maça Kızı’nda beef strogonoflu lahmacun acaba kaç para olacak? Güneri Cıvaoğlu, Bodrum’da gençliğinin keyfini nasıl sürecek? Herkes bunları konuşacak da günün sonunda buralara kim gidebilecek? Maaşlar bitik… Yıllık izinler güdük… Dolar 33’ü zorluyor, Euro 35’i yokluyor.
Fakat biz ne yapıyoruz? Çetin Altan’ın deyişiyle enseyi asla karartmıyoruz. 2024 yazında şehrimize gelecek uluslararası sanatçılara odaklanıyoruz. İstanbul, her koşulda bir çare üretiyor. Ağlasan da güldürüyor. Necip Fazıl bunu şöyle dile getiriyor:
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...
NOUVELL VOGUE
17 Mayıs Cuma gecesi Zorlu PSM’de Fransa çıkışlı Nouvell Vogue sahne alıyor. Çoğunluğu kadın vokalistlerden oluşan bu cover grubu, adeta bir UNESCO titizliğiyle küresel müzik mirasını özenle koruyor. Hatta ona yeni bir boyut kazandırıyor. The Cure, Joy Division, New Order, Blondie, Duran Duran gibi ikonikleşmiş isimlerin parçalarını ‘bossa nova’ tarzında seslendiriyor. “Aç ayı Nouvell Vogue dinlemez” diyorsanız, çok kısa bir süre önce Zorlu’da açılan Sail Loft Vakkorama’da hafif bir akşam yemeği önerebilirim.
THE BLAZE
Fransa’yla devam ediyoruz. Elektronik müzik sahnesinin köşe taşlarından The Blaze 18 Mayıs Cumartesi günü yine, yeniden Maçka Küçükçiftlik Park’ta… Fakat bir farkla… The Blaze son 5 yıldır Türkiye performanslarında DJ-set çalıyordu. Bu kez canlı performans yapacaklar. Yani dijital enstrümanları sahnede bizzat kullanacaklar. New York Times onlara “Duygusal dans müziği yaratıcıları” diyor… Guillaume ve Jonathan Alric, The Blaze’i 2016’da kurdular. İkisi de sinema ve fotoğrafçılık dünyasından geliyor. Müzikal standartları kadar görsel estetik düzeyleri de yüksek. Tüm müziklerini ve video kliplerini kendileri hazırlıyorlar. Kimden mi bahsediyorum? Territory isimli parçayı dinlerseniz kim olduklarını anında anlayacaksınız. Bu parçaya çektikleri video klip de mutlaka izlenmeli… Benim favori parçam Juvenile…
CHILL-OUT Festival
The Blaze’in ritimlerinden yorulanlara Pazar gününü evde geçirmek yerine çok daha anlamlı bir sakinleşme tavsiyesi vereceğim. Türkiye’de dans müziği kültürünün yayılmasında çok şey borçlu olduğumuz Birol Giray nam-ı diğer Bee Gee ve Can Tanca’nın imza organizasyonlarından biri Chill-Out Festival… Bu yıl 18 yaşına giriyor. Senelerdir nevruzun müjdecisi, yazın habercisi hep oydu. Seneler önce Kemer Country Golf Club’ın çimlerinde yayılarak dinlediğimiz müziklerle nereye baksak gökyüzü bizimdi. Chill-Out Festival, bu kez 19 Mayıs Pazar, gün boyu, Garden Fiesta’da tam teşekküllü bir kadroyla sahnede… Festivalin merakla bekleneni, Senegalli-Fransız Awen’in ‘Afro house’ müzikleri… Diğer öne çıkanlar; Akdeniz ritimleriyle geleceği test eden İstanbul merkezli ikili Derun’un performansı… Yalnızca bir DJ değil aynı zamanda diplomalı ses mühendisi olan Bulgar DJ Diass’ın seti… Felsefi tınıları ve özgün tarzıyla Alman prodüktör Iorie’nin canlı performansı… Ve tabii ki defilenin baş tasarımcısı yani festivalin yaratıcısı, Lounge 96.00 FM kurucusu Can Tanca’nın seti ve daha fazlası… ‘Yeryüzünde cennet’ mottosuyla, Sarıyer’de ormanın içinde…
SCORPIONS
Almanya çıkışlı efsanevi rock grubu Scorpions, 23 ve 25 Mayıs’ta Maçka Küçükçiftlik Park sahnesinde olacak. Biletler çoktan tükendi. Karaborsa biletler için viagogo.com ya da twitter’dan bilet satanlar kovalanmalı…
Berlin Duvarı 1989’da yıkıldı. Scorpions o şarkıyı 1991’de piyasaya sürdü. Adı Winds of Change yani Değişim Rüzgarları’ydı. Dünya değişiyor, komünizm çöküyor, Gorbaçov, Sovyet Rusya’daki devrimleriyle bir çağın kapandığını duyuruyordu. Scorpions’un o parçası dönemin ruhuyla çok uyumluydu. Soğuk Savaş, ABD’nin zaferiyle bitiyordu. Komplo teorisyenleri sadece bizim ülkemizde yetişmiyordu. Kimileri bu parçayı, Scorpions’a CIA’nin sipariş ettiğini iddia ediyordu. Acaba CIA, gerçekten de değişim rüzgarları ismiyle bir parça yaptırıp Sovyetler’deki gençleri değişim yönünde heyecanlandırmak istemiş olabilir miydi? Bu soruya grubun solisti Klaus Meine şöyle yanıt vermişti:
“Büyüleyici ve çok eğlenceli bir hikâye, bundan güzel bir film olur”.
Picnic & Gathering Festival
İstanbul’un 25 Mayıs gün boyu ve gecesi için Scorpions’ın karşısına çıkardığı bir rakip var. Hem de Swissotel’in masalsı bahçesinde… Kadebostany grubunun kurucusu Guillaume de Kadebostany geçtiğimiz Şubat’ta Ritz Carlton’ın terasındaki Japon restoranı NOBU’da özel bir gecede DJ’lik yapmıştı. Kadebostany bu kez grup olarak canlı performans için Swissotel Bosphorus’a geliyor. Türkiye’de kayda değer bir kitlesi olan grup, Castle in the Snow, Walking with a Ghost parçalarının yaratıcısı, çağdaş elektronik ve etnik seslerin sentezlemesiyle biliniyor. Bitmedi… Paris çıkışlı ve kendilerini “tropikal garaj” grubu olarak tanımlayan Papooz, akılda kalıcı melodileri, pop ve garaj türlerindeki performansıyla orada olacak. 2015’te çıkış yaptıkları Ann Wants to Dance adlı parçaları ve türevleri, mutlu bir mood vadediyor. Fransa’dan Wax Tailor, elektro hip-hop tarzında bir dj-set çalacak. Gecenin dikkatimi çeken bir başka konuğu ise Wired plak şirketinin kurucusu, milyonlarca kez dinlenen, Adidas’ın da kampanya müziği olan “She Babao”nun ve “Sometimes” isimli parçaların yaratıcısı Enzo Siffredi…Festivale ismini veren piknik meselesi ise şu: Tüm bu müzikal deneyim sunulurken, çeşitli stantlarda müziklerin kozmopolitliğine uygun çeşitlilikte yemekler sunuluyor. 25 Mayıs günü 40 yaş ve üstü Scorpions’ta olacak… Swiss’teki program ise yeni kuşaklar için çekim merkezi olacak.
IMANY
Diva deyince aklınıza sadece Bülent Ersoy’un lakabı ya da Ajda Pekkan’ın albümü geliyorsa çok şey kaçırıyorsunuz. Gençler, Fransız pop-soul şarkıcısı Imany’i Don’t Be So Shy remiksiyle gayet iyi tanıyor. Parçayı dinleyin, kiminle dans ettiğinizi anlayacaksınız. Yayınlanmış 3 albüm, French Women filmi için yaptığı müzikler, ABD’de modellik kariyeri, uzun uluslararası turneler… Bu deneyimlere ortak olmak için yer Harbiye Açıkhava, tarih 7 Haziran…
Roger Sanchez
Klein Phönix artık epey kıdemli olan, yaşayan bir dans müziği efsanesini ağırlıyor. Karşımızda sıradan biri yok. Amerikalı DJ/Prodüktör Roger Sanchez, 2 ayrı Grammy ödüllü bir müzisyen… Onun değerini bilenler ve parçalarına remiks yaptıranlar arasında şu isimleri saymak sanırım yeterli olur: Diana Ross , Kylie Minogue , Daft Punk , Madonna , The Police , No Doubt, Maroon 5…
Sanchez’in “Another Chance” isimli parçası ise hüzün, neşe, dans, umut gibi hayata dair tüm duyguları içeren bir başyapıt... 2000’lerin başında New York’ta başlayan kariyeri İbiza’dan Miami’ye Los Angeles’tan Tokyo’ya dünyanın dört bir yanında yayıldı. Release Yourself isimli albümleri referans kaynağı oldu. Sanchez, işte bu her faniye nasip olmayacak milyon dolarlık müzikal tecrübelerini paylaşmak için burnumuzun dibine, Maslak Oto Sanayi’ye geliyor.
Massive Attack
Bu gece, hem eğlence hem de İngiltere çıkışlı kültleşmiş mertebede trip-hop grubuna bir saygı duruşu gecesi… İsmini Björk, Portishead gibi gruplarla beraber trip-hop türünün ansiklopedisinin baş sayfasına yazdıran Massive Attack, 23 Temmuz’da Maslak Parkorman’da olacak. 1988’den beri aktif olan grubun marifeti, hep iltifata tabi oldu. 2 MTV Avrupa Müzik Ödülü, 1 Q Ödülü, 1 Brit Ödülü, dünya çapında 13 milyondan fazla albüm satışı… Rolling Stones dergisi, Massive Attack’in 2 albümünü tüm zamanların en iyi 500 albümü listesine aldı. Massive Attack’i bilenler için fazla söze gerek yok, bana bu grubu tek bir şarkıyla özetle deseler yanıtım Teardrop olurdu.
Placebo
Yıllardan 2022, aylardan Temmuz’du. İngiliz brit-pop grubu Placebo, Zorlu PSM’de performans veriyordu. Solist Brian Molko, birden Türk izleyicileri azarlamaya başlamasın mı? Molko, herkesin eline telefonu alıp bütün konser boyunca video çekmelerine çok bozulmuştu. Bizim için konseri dinlemekten daha önemli olan şey ise konsere gittiğimizi Instagram’da story olarak paylaşmaktı. İyi ama Molko bunu ne bilsindi? Bu kadim topraklarda ye kürküm ye dönemi bitmişti belki ama bu sefer de ye Instagram’ım ye dönemi başlamıştı. Şimdiki round ise 4 Ağustos’ta Maçka Küçükçiftlik Park’ta… Bakalım sütten ağzı yanan Türkler bu kez Instagram’ı üfleyerek mi yiyecek? Yoksa Placebo, burada adet böyle deyip ses etmeden telefon ışıkları altında performansını eda mı edecek?
David Guetta
Şehrimizin yaz kartelası epey geniş… 2 Grammy ödüllü nur topu gibi bir DJ/prodüktör daha bu yaz İstanbul’un yolunu tutuyor. Paris doğumlu David Guetta, Just a Little More Love, The World is Mine, Little Bad Girl, Floating Through Space gibi hitleri, albüm satışları, performanslarıyla 25 yılda 200 milyon dolarlık bir servetin sahibi oldu. Guetta da bu arada 56 oldu. Her gün başka bir ülkede DJ’lik yapmak, yüksek sese maruz kalmak, geç vakitlerde performans kolay değil. Guetta, Türkiye’ye aslında geçen yaz gelecekti. Fakat sağlık sorunları nedeniyle performansı ertelendi. Biletler iade edildi. Bu kez bir sorun çıkmaz da Allah ömür verirse Fransız DJ’i Marmara Denizi’nin önünde izleyebilirsiniz. 7 Eylül’de Yenikapı Festival Park’ta…